Sağlık Bakanlığı’nın “Saldım çayıra, Mevlam kayıra” tavrından vazgeçip işveren sıfatına uygun şekilde çalışan haklarını gözeten kanuni sorumluluklarını yerine getirmesini istiyoruz.
Depremden etkilenen illere görevlendirme ile gönderdiği sağlık çalışanlarının sağlık ve güvenlik tedbirlerini almalı, barınma, gıda, hijyen koşullarını sağlamalıdır.
Özellikle Aile Hekimliğinden yapılan görevlendirmelerde önceden planlama yapılmadan, çalışanlara göreve hazırlıklarını yapabilmeleri için yeterli süre tanınmadan hemen transfer edilmek üzere havaalanında olmaları isteniyor. ASM de poliklinik yaparken öğleden sonra haber verilip akşam uçağına yetişmesi, Cumartesi günü aranıp Pazar sabahı yola çıkması bekleniyor.
Hekimler, hemşireler, sağlık çalışanlarının deprem illerinde çalışmaktan kaçınmadığı, her türlü sağlık bakımına yardım etmekten imtina etmediğini açıkça ifade ediyor ve bilinmesini istiyoruz. Depremin ilk gün ve haftalarında yaşanan düzensizlik, aksaklıkların hızlı ve acil yardımın gerekliliği sebebiyle olduğunu varsayabiliyoruz. Ancak depremin üzerinden 40 günü aşkın süre geçmesine rağmen, oraya gidecek çalışanın nerede çalışacağı, ne kadar kalacağı, hangi ilde görevli olacağını bilmeden gönderilmesi, Sağlık Bakanlığının bu konuda hala gerekli organizasyon ve koordinasyonu yapmaması, bu rastgele ve plansız tavrı anlaşılır ve kabul edilebilir değil.
Görevlendirmelerin 15 günlük olarak uzatılmasının da çalışan için alınması gereken sağlık tedbirlerinin ihlali olarak görüyoruz. Uygun çalışma, barınma, beslenme koşullarını sağlamadan uzun süreli görevlendirmelerin kişilerin sağlık durumunu riske atmaktır. Ayrıca bu sürenin psikolojik açıdan ikincil travmaya maruziyeti uzattığı, bu korkunç afetin ruhsal etkilerini yaygınlaştıracağı ve arttıracağı açıktır. Psikiyatri uzmanların bu konudaki önerileri dikkate alınarak, bölgede yardım ve çalışma amaçlı bulunan herkes için olduğu gibi sağlık çalışanları için de bu sürenin 7 günü aşmaması gerekir.
Görevlendirme için bilgilendirme 10 gün öncesinden yapılmalı, kişilerin gerek ailevi gerek çalışmış olduğu kurumdaki düzenlemeleri yapmasına, tedbirlerini almasına ve hazırlığını yapmasına yeterli süre verilmelidir.
Görevlendirme tebliği yazılı olarak hangi ilde, hangi sağlık kurumunda ve hangi görev tanımı ile görev yapacağı açık olarak belirtilmiş şekilde olmalı, görevlendireceği yerde ulaşımı, kimlerle iletişim içinde olacağı belirtilmelidir.
Bölgede sağlık hizmetinin gerektirdiği donanım sağlanmalı, iş risk ve tehlike tedbirleri alınmalıdır. Hizmetin verimli ve sağlıklı sürdürülmesini sağlamak için çalışma ve dinlenme süreleri gözetilmelidir.
Görevlendirme süresi boyunca barınma ve hijyen ihtiyaçları hazırlanmalı, fiziksel ve zihinsel olarak ayrı bir güç gerektiren zor çalışma koşulları nedeniyle günlük beslenme ihtiyacı düzenli ve yeterli olarak sağlanmalıdır.
Bölgeye gitmiş olan ve halen bölgede olan arkadaşlarımızın koşullarının son derece kötü, yetersiz ve belirsiz olduğunu biliyoruz.
Görevlendirilen çalışanın çocuğunun bakımı, ailesinin durumu, hastalığı gibi durumlar sorgulanmadan 3-4 saatte gitmeye hazır olmasını beklemek, nereye, ne kadar gideceğini bilmeden yola çıkmasını, gideceği yerde nerde kalacağını, insani ihtiyaçlarının nasıl giderileceğini bilmeden görev yapmasını istemek, artık depremin 2. ayına yaklaşırken kabul edilemez bir ihmaldir.
Bu haliyle, bu görevlendirmeler hekim ve sağlık çalışanları için “Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete” şekline dönüşmüştür.
Bu plansız ve yetersiz koşullardan kaynaklanabilecek olumsuz sonuçlardan Sağlık Bakanlığı’nın sorumlu olacağını hatırlatıyoruz.