ÖRGÜTLENME VE EKİP RUHU
Yaprağa soruyoruz; kendi kendince tamam mısın, yaprak cevap veriyor; hayır benim hayatım dallardadır, dala soruyoruz ve dal diyor ki, hayır benim hayatım köktekidir. Köke soruyoruz, cevap veriyor; benim hayatım gövdede, dallarda ve yapraklardadır, dallardaki yaprakları koparırsanız ben ölürüm.
- Emerson Fosdick
Hayatın her alanında, her işte, her kurum ve teşkilatta, kişisel ve kurumsal eğitimlerde son zamanlarda örgütlenme, takım ruhu, organizasyon, liderlik gibi kavramları daha yoğun olarak duymaktayız.
Doğayı inceledikçe insanoğlu işleyen bu muazzam dengede, bu saydığımız tanımların rolünü keşfediyor ve hayranlığımız artıyor.
Toplum halinde yaşayan insanların belli amaçlara en makul sürede ve en az riskle ulaşmaları için örgütlenme şart. Yani artık sosyal insan olmanın,toplum olmanın olmazsa olmazı örgütlenme. Parça olarak hepimiz bütünün izlerini taşımaktayız. Aslında ev hayatımızda, iş hayatımızda, otobüste, sokakta birey olarak bir örgütlenmenin parçasıyız. Toplum halinde yaşayan insanlar olarak sosyal yönlerimiz nedeniyle yaptıkları işlerde başarılı olabilmek için birlikte çalışmalıyız.
Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için.
Alexandre Dumas
Etzioni’ye göre; ‘örgütler belirlenmiş amaçlara ulaşmak için bilinçli bir şekilde oluşturulmuş toplumsal birimler ya da insan topluluklarıdır.’ Amaçlara ulaşmak için yapılacak işlerin tanımlanması ve gruplanması, işleri yapacak kişilerin yetki ve sorumluluklarının belirlenmesi ve çalışmalar için gerekli fiziksel ortamın hazırlanması örgütlenmenin yapı taşlarını oluşturur. Yine Etzioni daha 1964 yılında Örgüt amacını, “örgütün ulaşmaya çaba gösterdiği arzu edilen durum” olarak tanımlamıştır. Tuğlaların arasındaki çimento gibi amaç, kişileri bir arada tutan en büyük güçtür. Amaç sadece içinde bulunulan zaman için değil gelecek hedeflerini de kapsar ve herkes tarfından benimsenmiş olması büyük önem arz eder.
Bir araya gelmek başlangıçtır, bir arada durabilmek ilerlemedir, birlikte çalışmak başarıdır.
Henry Ford
Birlikte çalışma sürecinde ilk basamak planlamadır. Planlama ile amaçlara uygun bir çalışma düzeni oluşturulur. İşgücünün verimli kullanılabilmesi için iş parçalara bölünür ve iş bölümü sonucunda çalışma düzenine göre kişiler amaca ulaşmak için ellerinden geldiğince çalışmalıdırlar. Ekip üyeleri birbirlerine bağlıdırlar ve birbirlerine destek vererek amaca ulaşmak için kendilerini sorumlu hissederler. Kişilerin yaptıkları işte deneyimli olmaları ya da iş konusunda uzmanlaşma için altyapı oluşturulması önemlidir ve bu planlı,hedefli kollektif yapılanma yani örgütlenme sonucunda başarı kaçınılmazdır. İyi bir örgütlenme olmayan işler ise zaman ve iş gücü kaybı sonucunda yok olmaya mahkumdur.
Birlik içinde eriyen, her işte muvaffak olur.
Çin Atasözü
Gelin bu konu da doğanın bizlere en büyük derslerinden biri olan ve takım ruhu hakkında tüm ayrıntıları içinde barındıran kazların uçuş orgnizasyonuna birlikta göz atalım.
Göç eden yaban kazlarının havada süzülürken “V” şeklinde bir formasyonla uçtuklarini görmüşsünüzdür… Bilim adamlari kazlarin neden bu şekilde uçtuklarini araştırmışlar ve;
1-) “V” şeklinde uçulduğunda, uçan her kuş, kanat çırptığında arkasındaki kuş için, onu kaldıran bir hava akımı yaratıyormuş. Böylece “V” şeklinde bir formasyonda uçan kaz grubu, birbirlerinin kanat çırpışları sonucu ortaya çikan hava akımını kullanarak uçuş menzillerini % 70 oranında uzatıyorlarmış. Yani tek başına gidebilecekleri maksimum yolu grup halinde neredeyse ikiye katlıyorlarmış.
Kıssadan Hisse: Belli bir hedefi olan ve buna ulaşmak için bir araya gelen insanlar, hedeflerine daha kolay ve çabuk erişirler.
2-) Bir kaz, “V” grubundan çıktığı anda uçmakta güçlük çekiyor. Çünkü diğer kuşların yarattığı hava akımının dışında kalmış oluyor. Bunun sonucunda, genellikle gruba geri dönüyor ve yoluna bu şekilde devam ediyor.
Kıssadan Hisse: Eğer kafamız bir kaz kadar çalışıyorsa; bizimle aynı yöne gidenlerle bilgi alışverişini ve işbirliğini sürekli kılarız.
3-) “V” grubunun başında giden kaz hiç bir hava akımından yararlanamıyor. Bu yüzden diğerlerine oranla daha çabuk yoruluyor. Bu durumda en arkaya geçiyor ve bu defa hemen arkasındaki kaz lider konumuna geçiyor. Bu değişim sürekli yapılıyor; böylece her kaz grubun her noktasında yer almış oluyor.
Kıssadan Hisse: Yaptığınız her işi, yeri ve zamanı geldiğinde başkasına bırakmak gerekiyor.
4-) Uçuş hızı yavaşladiginda gerideki kuşlar, daha hızlı gitmek üzere öndekileri bağırarak uyarıyorlar.
Kıssadan Hisse: İlerlemek ve yol almak için bazen başkalarının uyarılarına gereksinim duyarız. Bundan alınmamalıyız; tam aksine, böyle uyarıları sevinç ve takdirle karşılamalıyız.
5-) Gruptaki bir kuş hastalanırsa ya da bir avcı tarafından vurulup uçamayacak duruma gelirse; düşen kuşa yardım etmek üzere gruptan iki kaz ayrılıyor ve korumak üzere hasta yaralı kazın yanına gidiyor. Tekrar uçabilene (ya da eğer ölürse, ölümüne kadar) onunla beraber yaralı kuşu asla terk etmiyorlar. Daha sonra kendilerine başka bir kaz grubu buluyorlar. Hiçbir kaz grubu, kendilerine bu şekilde katılmak isteyen kazları reddetmiyor…
kaynak:tütev
Son olarak konuyla ilgili en güzel örneği tarihimizden verelim. Amaçlarına tüm yürekleriyle inanmış, hep birlikte hedefe ulaşmak için görev üstlenmiş, ekip ruhu sayesinde unutulmaz Milli Mücadele başarısını tatmış onurlu Türk Milleti ve tüm dünyaya liderlik dersi veren ulu önder Atatürk….
“Büyük işler, önemli atılımlar, ancak birlikte çalışma ile elde edilebilir.
Kendiniz için değil ulusumuz için elbirliği ile çalışınız.
Çalışmaların en değerlisi budur.”
Mustafa Kemal Atatürk