Bizler sağlık hizmetinin ilk basamağında çalışanlarız…
112’lerde, acillerde, ASM ve TSM’lerde, Ağız ve Diş Tedavi Merkezlerinde çalışan ebe, hemşire, sağlık memuru, ATT ve hekimleriz Bizler…
Sağlık hizmetinin en geniş, en yaygın bölümünü bizler veriyoruz. Ama hep görmezden gelinen, küçümsenen, aşağılanan ve ezilenler de bizleriz.
Yıllardır bizi, hükümetler, sendikalar hatta kimi zaman halkımız dahi görmezden geldi. O kadar fedakarca çalışıyorduk ki ve bu bize öyle öğretilmişti ki, her şey ve herkes bizden önemliydi. Görev; koruyucu hekimlik, canımızdan önce gelirdi.
Gene de öyle aslında…
Aksayan her yere tampon olmak için gönderilmek ve takdir edilmemek, herhangi bir dolgu malzemesinden farklı görülmemek kalbimiz kırdı, hepsi bu…
Ve bu durumda, aslında diğer feda edilebilirden farklı olmadığımızı gördük.
Anımsasanıza, cenazeniz olduğunda sizi ilk teselli eden, yanınızda olan bizleriz. Bebeleriniz ilk doğduğunda sizlerle birlikte duygulanıp, üzerine titreyen en az sizler kadar bizleriz.
Kimin kızının kocaya kaçtığını sizle beraber biz duyarız, hangi gelinin kaynanasından dertli olduğunu da…
İşsiz babanın açlıktan ağlayan bebeğine de birlikte ağlarız, berdele de, kumalığa da…
Kardan yolları kapanmış diyarlarda aynı çaresizlikleri yaşarız. Su basan ASM’leri birlikte temizler, yersizlikten camiinin altındaki dükkanda birimiz muayene olan, diğerimiz şifa vereniz.
20 yıllık çürümüş gaz maskesiyle madene ölmeye indirilenler bizleriz…
Bakımı hiç yapılmamış 5 kişilik asansörle 11 kişi ölüme tırmandırılanlar bizleriz…
Gemi kurtarma filikasına test için maket yerine oturtulup canından olanlarız biz.
Biz şifa verdiği hastanın yakını tarafından sırtından bıçaklanan Ersin’iniz!
36 saat kesintisiz çalıştıktan sonra evine gidemeden eline tutuşturulan şikayet evrağını içine sindiremeyip kendini çatıdan atıp canına kıyan Melike’yiz biz!
Bakanlık telefon numaranı kapına yaz dediği için, tüm kişisel bilgilerini ifşa etmek zorunda kalıp şuursuz bir kişi tarafından ensesinden vurulan Cengiz de biziz!
Gebe olduğunu söyleyemeden tüberküloz hastalarına tedavi vermesi için zorlanıp hayatını kaybeden Nuriye Ebeyiz biz!
Ve bizler, adı hiç bilinmeyenler, yüzüne hiç gülünmeyenler, takdiri hiç görmemişler, cezalandırılmamayı mükafat kabul edenler 14 Mart 2014’te “yeter artık!” deyip Birlik Dayanışma olduk.
Bizler halkımızın sağlığını öne koyuyoruz ve bunu yaparken de bizzat o halkın içinde yaşıyoruz.
Ne halkımız, ne de biz onun sağlıkçıları hiç ama hiç kimsenin iktidar ve sömürüsünün dayanağı değiliz.
Farklı sendikalardan, farklı siyasal hassasiyetlerden geldik, yalnız bu farklılıklarımızı değil; hekim, ebe, sağlık memuru, ATT, hemşire ayrımını da yıkıp attık.
Farklılık değil BİRLİK, bölünme değil DAYANIŞMA temel ilkemizdir.
Kaliteli sağlık hizmeti, insanca yaşam için örgütleniyoruz.
YAŞASIN BİRLİK ve DAYANIŞMA!